Koprivshtitsa hakkında ilginç tarihi gerçekler
Bulgaristan'ın en küçük belediyelerinden biri ama Bulgar ruhu, geçmişi ve tarihi açısından büyük önem taşıyor.
Bulgaristan'ın en küçük belediyelerinden biri ama Bulgar ruhu, geçmişi ve tarihi açısından büyük önem taşıyor.
Roma bile burayı stratejik bir kavşak olarak görüyordu. Kentin kuzey kesiminde yükselen tarihi ASARA tepesi bunu kanıtlıyor.
Tepede Bulgar Orta Çağı'nda da kullanılan kalenin kalıntıları korunuyor. 1988 yılında arkeolojik kazılar yapılmıştır. Bunların sonucunda arkeologlar kültürel katmanların kronolojisine göre şu dönemlendirmeyi yaparlar:
Zengin bir tarihe sahip bir şehir. Zengin şifalı maden kaynakları, elverişli iklim ve verimli topraklar, eski çağlardan beri insanları bu topraklara çekmiştir. Bugünkü Strelcha topraklarındaki yerleşime dair elimizdeki ilk maddi kanıt Neolitik ve Kalkolitik (MÖ V’nci. yüzrıl) dönemlerine aittir. Arazideki çok sayıda höyük, Trakyalıların bölgeye yerleştiğini kanıtlıyor. Bunların arasında en görkemlisi, 1976 yılında arkeolog Georgi Kitov tarafından incelenen Jaba mogila Höyüğü'dür.
Karlovo ve Kalofer'den daha eski olan eski Bulgar yerleşim yerlerinden biri olan Sopot, XIV’ncu. yüzyılda kuruldu. En eski tarihine ilişkin tek yazılı kaynak, orijinal metni Arapça olarak Konya'da hazırlanan Karlovo vakfnamesidir. 1847 yılında belgenin bir kopyası Istanbulda yapılmış ve buna göre tasdik edilmiştir. Karlovo Şehri Tarih Müzesi'nde saklanmaktadır. Belge, XIV’ncu. yüzyılın sonlarında, Sushitsa/Akche klisa/Beyaz Kilise/ köyü, büyük Şahin veya Shushitche köyünün bitişiğinde olduğunu kanıtlıyor.
Pavel Banya nispeten yeni bir yerleşim yeridir. Kurtuluştan sonra komşu Turiya köyünden yerleşimciler tarafından kuruldu. Yeni Pavel köyüne yerleşen ana aileler yaklaşık bir düzinedir. Milli zenginliğin yanı sıra maden suyu da köy gelişiyor, bazı tatil üsleri ortaya çıkıyor. 10 Kasım 1978'den beri Pavel Banya şehir statüsündedir. Yerleşim, Havari Aziz Paul ve İmparator II. Aleksander'ın en küçük oğlu Büyük Dük Pavel Aleksandrovich'in adını almıştır.
Bulgaristan'da maden suyunun ilk kimyasal analizi 1882 yılında Hisarya'daki beş maden suyundan yapılmıştır. Bu amaçla Doğu Rumeli hükümeti "Hisar Hamamlarının İşletilmesi Hakkında Yönetmelik" çıkarır. Bunun ülkemizde modern balneoterapinin resmi başlangıcı olduğuna inanılıyor.
19 Kasım 1976'da Bulgaristan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu (o zamanki NRB) 199 sayılı kararla "Hisar Beldesi Antik Kenti"ni arkeolojik sit alanı ilan etti. Karar aynı yıl Devlet Gazetesi'nin 97'nci sayısında yayımlandı.
Karlovo'daki yaşamın en eski izleri Neolitik Çağ'a (M.Ö. VI binyıl) kadar uzanmaktadır. Kentin batısındaki Yas Tepe bölgesinde Neolitik bir yerleşim vardı. Geç Demir Çağı / MÖ VI’ncı. MS I’nci. yüzyıl/'da bugünkü Karlovo civarındaki topraklarda yaşayan Trakya kavimleri araştırmacılara göre Odrisi kolektif etnonimi içerisine dahil oluyorlar.
Panagyurishte şehri, eski çağlardan beri insanların yaşadığı topraklar üzerinde doğmuştur. Burada tarih öncesi anıtlara, Demir Çağı yerleşimlerine, Trakya yerleşimlerine rastlanmıştır.
"İşte, batıdan ve kuzeyden yüksek sırtlar ve kayalık sırtlarla çevrelenmiş, Stara Planina ile ova arasındaki sınırda, sırtını Balkanlara dayamış, Trakya'ya dönük..." (K. Konstantinov) Ataların yerleşimi yolların kesiştiği noktada oluşturması, geçmişte ve günümüzde gelişmesinde önemli rol oynayan Sliven'in en büyük avantajlarından biridir.
Tunca'nın canlı suları, bereketli toprakları, harika iklimi ve yıl boyunca güneşli günlerin çokluğu, Neolitik Çağ'da (yaklaşık M.Ö. 7000 yıllarında) ilk sakinlerin buraya yerleşmesinin önkoşullarıdır. Bu nedenle Kazanlak'ın sadece Bulgaristan'ın değil, Avrupa'nın da en eski şehirlerinden biri olduğunu haklı olarak söyleyebiliriz!