Şehirler ve köyler

Güneydoğu Bulgaristan'ın en büyük şehri ve Bulgaristan'ın Karadeniz kıyısındaki ikinci büyük şehridir. Burgaz, Güneydoğu Bulgaristan'ın en önemli kültürel, ekonomik, ulaşım, idari, turistik ve eğitim merkezidir ve ulusal öneme sahiptir. Şehir, aynı adı taşıyan belediyenin ve ilin idari merkezinin yanı sıra bölgesel ve ulusal kurumların da merkezidir. Burgaz'ın yanında: - Güneydoğu Avrupa'nın en büyük kimya ve petrol rafinerisi ; - Bulgaristan'ın uluslararası ve en yoğun ikinci havalimanı ; - Bulgaristan'ın en büyük limanı ; - ülkedeki tek petrol limanı.

Karadeniz'in en büyük turizm kompleksidir. Slanchev Bryag, deniz kıyısında yer alan ve yeşillikler içinde saklı otelleri ve apartman kompleksleriyle büyülü bir vahayı andırıyor. Plaj 8 km uzunluğunda ve 30 ila 60 metre genişliğinde olup, ince altın rengi kum ve doğal kum tepeleriyle kaplıdır. Kompleks, temiz plajlar, deniz ve yakındaki dağdan gelen temiz havanın kanıtlanmış ekolojik avantajları nedeniyle "Mavi Bayrak" eko ödülünün sahibidir.

Stara Planina'nın doğu kesiminde, Karadeniz kıyısına yakın bir yerde gizlidir. Günümüzde sahili Karadeniz'in en güzel tatil noktasına dönüşüyor. Deniz ve dağlar arasındaki hava akımları, havayı arındıran eşsiz bir doğa olayı yaratır. Doğal deniz meltemi ve kristal berraklığındaki hava, deniz balneoterapisi için koşullar yaratır ve bronşiyal astım ve diğer akciğer hastalıkları olan hastalar üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Elverişli iklim yıl boyunca tedavi için uygundur.

Temiz dağ havası, ılık deniz meltemi, güzel ve medeniyetten etkilenmeyen doğası ve altın kumlu harika plajları ile pitoresk bir tatil yeri. Şehir, modern dünyanın zorluklarını başarıyla karşılayan birçok medeniyetin bin yıllık tarihini korumuştur.

Bugünkü Malko Tırnovo'nun bulunduğu yerde ilk yerleşmiş olan Trakyalılardı. Bizans imparatoru Konstantin döneminde bölge, Bizans'ın başkenti Konstantinopolis'e yakınlığı nedeniyle kültürel ve ekonomik açıdan gelişmiştir. Bugünkü şehir 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başında kurulmuştur. Şehir, Stranca Dağı'nın kalbinde, benzersiz bir iklime ve bitki florası ve faunasına sahip, Bulgaristan'ın en korunmuş orman alanlarından birinde yer almaktadır. Malko Tırnovo ve çevresinde Trakyalılarla ilgili özel öneme sahip birçok arkeolojik buluntu bulunmaktadır.

Trakyalıların kurduğu eski bir yerleşim yeridir. Kentin çevresinde Neolitik çağdan kalma kalıntılar bu yerde uzun süre yerleşim olduğunu kanıtlıyor. Üç kulenin kalıntıları (şehrin kuzeybatısı), 650 ile 750 yılları arasında inşa edilen ortaçağ kalesi Aetos'a (Yunanca - kartal ) aittir, dolayısıyla bugünkü adı da buradan gelir. Eski bir efsaneye göre yerleşim, Orfey'in öğrencisi ve takipçisi Aetos ("kartal") tarafından kurulmuştur.

Еski ve zengin bir tarihe ve kültüre sahiptir. Neolitik çağdan bu yana yaşamın izleri var. Yerleşimler ve höyükler Eneolitik, Tunç ve Demir Çağlarından yaşamın izlerini , Antik Çağ ve Orta Çağ'dan kalma zengin yerleşim yaşamını ortaya koymaktadır. 681 yılında Bulgar devletinin kurulmasından sonra, çok mühim rolü nedeniyle bugünkü Karnobat bölgesi toprakları, Bulgaristan ile Bizans arasında askeri eylemlerin ve asırlık çıkarların meydanı haline geldi.

İki pitoresk yarımada üzerinde yer alan şehrin çeşitli isimleri vardır - Tsarevo, Vasiliku (XII yüzyıl), Vasilikos (1352), Vasiliko (1934'e kadar), Tsarevo (1950'ye kadar), Michurin (1991'e kadar). Çok sayıda arkeolojik anıt Tsarevo'nun zengin tarihine tanıklık ediyor. Şehirdeki enteresan bir simge yapı “Kutsal Üçlü Kilisesi”'dir. Stranca'daki “Papiya” Dağı'nda geç antik ve ortaçağdan kalma bir kale bulunmaktadır. Tesis, aile istirahat etmek ve rahatlamak için harika fırsatlar sunmaktadır.

Şehir M.Ö. 5. yüzyılın sonlarında Anhialo adıyla kurulmuştur. Sakinlerinin büyük bir kısmı Trakyalılardı. Özellikle Roma yönetimi sırasında büyük bir gelişme yaşandı. Hıristiyanlık, antik Anhialo'ya 1. yüzyılın sonlarında nüfuz etti. Anlatılana göre Aziz Havari Andrey, Kiev'e giderken, o zamanlar Roma İmparatorluğu sınırları içinde büyük bir idari ve liman merkezi olan Karadeniz şehrinden geçmiştir. Krum döneminde 812 yılında Anhialo Bulgarlar tarafından ele geçirildi ve daha sonra Bulgaristan'ın Hristiyan dinini kabul ettikten sonra 894 yılında burada bir Bulgar kilise teşkilatı kuruldu.

Bulgaristan'ın Karadeniz kıyısındaki en eski şehri. Bölgedeki en erken yerleşim M.Ö. 5. binyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Kent kurulduğunda Yunan kolonicileri tarafından verilen ilk isim Antea'dır. Daha sonra göçmenlerin koruyucusu olan ve aynı zamanda şifacı olarak da saygı duyulan antik Yunan tanrısı Apollon'un onuruna Apoloniya olarak değiştirildi. O dönemde var olan diğer şehirlerden Apoloniya adı ile ayırt edilmesi ( Apoloniya Iliriyska veya Apollonia Midroniorum gibi ..

Dünya Kültür Mirası Listesine giren tek Bulgar şehri. Geçmiş zamanların ruhunun modern şehrin nabzıyla buluştuğu, 3.200 yıldan daha fazla tarihi olan Avrupa'nın en eski şehirlerinden biri. Bin yıllık bir tarihin dört bir yanınızı sardığı, sayısız medeniyetin maddi bıraktığı izler ile modernliğe uyum sağlayan bir şehir.