MÖ 72'de Güney Karadeniz kıyılarının Romalı general Lucius tarafından ele geçirilmesinden sonra, İmparator Vespasian, Trakya yerleşimi Develt veya Debelt'in doğusunda aynı adı taşıyan Deultum kolonisini kurdu. Yeni çağın başlangıcından önce Deultum inşa edilmedinen önce onun yerinde Trakya yerleşimi olan bir antik köy vardı. I. yüzyılın 70'li yıllarında, Roma imparatoru Titus Flavius Vespasianus zamanında, VIII. Augustus Lejyonu'nun gazileri buraya yerleşti. Deultum, günümüz Bulgar topraklarındaki özgür Roma vatandaşlarının tek kolonisidir. Şehir, dünyanın yönlerine göre yönlendirilmiş, çok iyi su temini ve kanalizasyona sahip dikdörtgen bir sokak ağı anlamına gelen Hipodam sistemine göre inşa edilmiştir. Bugünkü Mandren Gölü üzerinde bulunan Antik kentin yanında bir de liman bulunuyordu. Deultum'un tarihi yukarı doğru gelişimini sürdürmüş ve sonraki üç yüzyıl boyunca şehir, bölgenin en zengin şehri olmuştur. 2. yüzyılda İmparator Marcus Aurelius döneminde Deultum'un etrafına 12 metrelik kale duvarları inşa edildi. Kentin büyük bir meydanı, yerel bir senatosu, öğleden önce kadınların, öğleden sonra ise erkeklerin ziyaret ettiği Roma hamamları vardı. Nüfus son derece zengindi. Her vatandaşa yaklaşık 12.500 dönüme denk gelen 50 jugur arazi verildi. Toprakları Stara Planina Dağı ile Stranca planina Dağı'nın en kuzeydeki tepesi olan Bosnenski sırtı arasında uzanıyordu. Aslında bunlar koloninin kendi mülkleriydi. Doğrudan bu topraklara sık sık gelen Roma imparatoruna bağlıydı. Deultum'un stratejik konumu, etkileyici şehir planlaması ve soylu sakinleri, ona Trakya'nın Küçük Roma'sı lakabını kazandırdı.